Levent KIRCA’ nın Oyunlaştırdığı ve yönettiği “İÇERDEKİLER” adlı politik tiyatro oyununun ilk gösterimini 27 Nisan 2013 günü Ankara Anadolu Gösteri ve Kongre salonunda izledik.
Yakup İNCE.
“ İÇERDEKİLER “ aydınlatıyor
Ankara’da
3 bin kişinin izlediği oyunda birçok kişi gözyaşlarını tutamadı
Levent Kırca’nın Silivri ve Hasdal’da tutsak olan
aydınların ve komutanların yazdığı kitaplardan oyunlaştırdığı “İçerdekiler” ilk kez Ankara’da
seyirciyle buluştu.
Heyecanla, coşkuyla ve gözyaşlarımızla izledik.
Ankara’da Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde “İçerdekiler” oyununa ilgi
büyüktü. Ergenekon ve Balyoz tertiplerinde hedef alınan yurtseverlerin gerçek
öykülerinin anlatıldığı oyunda tutuklu yakınlarının çok etkilendikleri görüldü.
Yaklaşık 3 bin kişinin izlediği oyunda birçok kişi gözyaşlarını tutamazken,
birçok kişi de yaşanan hukuksuzlukları alkışlarla protesto etti. Müziğini
dünyaca ünlü sanatçımız Fazıl Say’ın yaptığı oyunda, Fazıl Say’ın
görüntülerinin ekrana yansıması sırasında Fazıl Say’a da büyük alkış geldi. Bu
arada izleyiciler Fazıl Say’a verilen cezaya karşı tepkilerini de dile
getirdiler.
Oyunlaştıran ve Yöneten: Levent Kırca
Kaynak Kitaplar: Semih Çetin’in Bir İhanetin Öyküsü, Tuncay Özkan’ın
Hapiste Yatacak Olanlara Öğütler, Güldal Mumcu’nun İçimden Geçen Zaman, Nilgül
Doğan’ın Adını Siz Koyun, Gülşah Balbay’ın bir röportajından ve Ergenekon
davasının tutuklu sanığı Yarbay Mustafa Dönmez’in bir röportajından
esinlenilmiştir.
Müzik: Fazıl Say
1.Hikaye: Gülşah Balbay Mustafa Balbay'ın eşidir. Balbay
Ergenekon kapsamında tutuklanınca... Karısı ve çocukları açısından, bir de
hapisteki Balbay açısından anlatılan bir hasret hikayesi. "Bir Tek
Hasretin İlacı Yok" başlığı altında anlatılıyor.
2.Hikaye: Amiral Semih Çetin, "Balyoz" başlıklı tutukluluk öyküsünde
hapiste olduğu için kızının düğününe katılamayacaktır. Bakanlıktan kızının
nikahını Hasdal Cezaevi’nde yapılabilmesi için müsaade alır. Tutuklular
tarafından cezaevi süslenir. Ve Amiral Semih Çetin kızının ve damadının
düğününü cezaevinde gerçekleştirir. Düğün alayı evine dönerken sonunda amiral
de hücresine döner.
3.Hikaye: Bu öykümüz de "Tuncay Özkan" ın kaleme aldığı "Hapiste
Yatacak Olana Öğütler" kitabından oluşmaktadır. Tuncay pratik bilgiler
aktarmaktadır seyircilere. Örneğin, çamaşırları çamaşır suyuyla elde yıkamaları
halinde elleri zarar görmektedir. Önce ayaklarıyla yıkamayı keşfederler. Bunun
adını da " Topukmatik" koyuyorlar. Ne var ki deterjan ve çamaşır suyu
ayaklarını da yıpratmaktadır... Tuncay bir keşif yapar, çamaşırlar su bidonuna
konulur. Ve ortada çalkalanarak yıkanır. Böylece hapishanede çamaşır makinesi
icat edilmiştir. Çamaşırı yıkayan kişi bidonu sağa sola sallayarak hem spor
yapmakta hem de kendisine zarar vermeden çamaşırlarını temizlemektedir.
4.Hikaye: Dördüncü hikayemiz de" Gürdal Mumcu" nun anılarından
oluşmaktadır. Eşi "Uğur Mumcu" ile birlikte bir gün evden çıkarken,
önden giden Uğur Mumcu’ nun arabasının patlatılarak nasıl suikasta uğradığı
anlatılmaktadır. "Gürdal Mumcu" ve çocuklarının cenazeye kadar
yaşadıkları, Gürdal Mumcu’ nun gözüyle anlatılmaktadır.